Göz Altı Morluk & Torba & Koyuluk Tedavileri

Göz Altı Morluk & Torba & Koyuluk Tedavileri
Göz altı bölgesinde oluşan morluklar, torbalanmalar ve koyu halkalar, kişiyi olduğundan daha yorgun, üzgün ve yaşlı gösteren en yaygın estetik şikayetlerin başında gelir. Bu hassas bölgedeki sorunların temelinde genetik yatkınlık, yaşla birlikte azalan kemik ve yağ dokusu, cilt inceliği veya pigmentasyon artışı gibi birden fazla farklı neden yatabilir. Bu nedenle, her birey için standart bir çözüm sunmak yerine, sorunun kaynağını doğru bir şekilde tespit ederek kişiye özel bir tedavi protokolü oluşturmak en etkili yaklaşımdır. Kliniğimizde, göz çevresi estetiğine yönelik bu bütüncül bakış açısıyla, her bir soruna yönelik farklı ve modern tedavi seçenekleri sunulmaktadır.

Göz altındaki yorgun ifadenin en sık görülen nedenlerinden biri, yanak ve göz altı arasında oluşan hacim kaybı, yani çöküklüktür. Bu “gözyaşı oluğu” olarak da bilinen çöküntü, bölgeye bir gölge düşmesine neden olarak aslında var olmayan bir koyuluğa yol açar. Bu durumda en etkili çözüm, “Işık Dolgusu” olarak adlandırılan özel bir hyaluronik asit dolgu uygulamasıdır. Göz altı için özel olarak geliştirilmiş, ince yapılı bu dolgu maddesi, çökük olan alana dikkatlice enjekte edilerek bölgenin nazikçe yükseltilmesi ve çevre dokularla pürüzsüz bir geçiş yapması sağlanır. Bu sayede gölgelenme etkisi anında ortadan kalkar, bakışlar daha aydınlık ve dinlenmiş bir ifadeye kavuşur.
Bazı durumlarda ise sorun hacim kaybından ziyade, göz altı derisinin çok ince olması nedeniyle alttaki damarların ve kas dokusunun renginin dışarı yansımasıdır. Bu da cilde mor veya mavimsi bir renk verir. Bu tip bir sorunda hedef, cildin kalitesini artırmak ve cildi kalınlaştırarak daha opak hale getirmektir. Bu amaçla, göz altı için özel olarak formüle edilmiş mezoterapi kokteylleri kullanılır. Vitaminler, antioksidanlar, kan dolaşımını düzenleyici maddeler ve amino asitler içeren bu karışımlar, çok ince iğnelerle cilt altına verilerek bölgedeki kan dolaşımını iyileştirir, cildin onarım mekanizmalarını tetikler ve kolajen üretimini artırır. Seanslar halinde uygulanan bu tedavi, zamanla cildin daha sağlıklı, dayanıklı ve aydınlık bir yapıya kavuşmasını sağlar.
Eğer göz altındaki koyuluk, gölgelenme veya damarsal yapıdan değil de doğrudan cildin kendisindeki kahverengi lekelenmeden, yani pigment artışından kaynaklanıyorsa, bu durumda daha teknolojik yöntemlere başvurulur. Ciltteki melanin pigmentini hedef alan özel lazer sistemleri, bu bölgedeki renk hücrelerini parçalayarak cildin tonunu açmaya yardımcı olur. Aynı zamanda, radyofrekans gibi enerji bazlı cihazlar da cildi sıkılaştırmak, ince kırışıklıkları azaltmak ve kolajen üretimini desteklemek amacıyla tedavi planına dahil edilebilir.
Çoğu zaman en iyi ve en doğal sonuçlar, tek bir yöntem yerine birkaç farklı tedavinin kişiye özel olarak birleştirilmesiyle elde edilir. Örneğin, hacim kaybı olan bir hastada ışık dolgusu ile mezoterapi seanslarının kombine edilmesi, hem çöküklüğün giderilmesini hem de cilt kalitesinin artırılmasını sağlayarak çok daha bütüncül bir iyileşme sunar. Bu nedenle en doğru tedavi yolunu belirlemenin ilk adımı, uzman bir hekim tarafından yapılacak detaylı bir göz çevresi analizidir. Tüm bu işlemler, uygulama öncesinde bölgeye sürülen anestezik kremler sayesinde oldukça konforlu bir şekilde gerçekleştirilir. Göz çevresi hassas bir bölge olduğu için işlem sonrası hafif bir şişlik veya morluk görülebilse de bu durum geçicidir.
Site Yazarı
