Mezoterapi
Mezoterapi
Mezoterapi, vitaminlerin, minerallerin, amino asitlerin, enzimlerin ve hyaluronik asit gibi yapı taşlarının, cildin orta tabakasına (mezoderm) çok ince iğneler aracılığıyla enjekte edildiği bir medikal estetik tedavi yöntemidir. Bu yöntemin temel amacı, cilt veya saç köklerinin ihtiyaç duyduğu besleyici ve onarıcı maddeleri, dolaşım yoluyla ulaşması zor olan bölgelere doğrudan ulaştırmaktır. Kişinin ihtiyacına ve hedeflenen bölgeye göre özel olarak hazırlanan bu zengin içerikli karışımlar, problemli alanı hedef alarak etkili ve hızlı bir yenilenme süreci başlatır.
Tedavinin etkisi iki yönlüdür; öncelikle enjekte edilen kokteylin içeriğindeki maddeler cildi besler, onarır ve canlandırır. İkinci olarak, uygulama sırasında kullanılan çok ince iğnelerin yarattığı mikro travmalar, cildin kendi kendini iyileştirme mekanizmalarını harekete geçirir. Bu uyarım, vücudun o bölgede kolajen ve elastin üretimini artırmasını sağlar. Bu çok yönlü etki mekanizması sayesinde mezoterapi, yüz gençleştirmeden saç dökülmesine, bölgesel incelmeden selülit tedavisine kadar oldukça geniş bir alanda başarıyla kullanılmaktadır.
Yüz bölgesinde uygulandığında “mezolifting” olarak da bilinen bu yöntem, cildin kaybettiği nemi ve elastikiyeti geri kazandırır. Zamanla matlaşan ve solgun görünen cilde anında bir parlaklık ve canlılık verir, ince kırışıklıkların görünümünü yumuşatır ve cildin genel kalitesini artırır. Saç dökülmesi probleminde ise saç köklerini beslemek için hazırlanan özel karışımlar doğrudan saçlı deriye enjekte edilir. Bu sayede zayıflamış saç kökleri güçlenir, saç dökülmesi yavaşlar, mevcut saçların daha sağlıklı ve parlak olması sağlanırken yeni saç çıkışı da teşvik edilir. Vücut uygulamalarında ise dolaşımı düzenleyen ve yağ hücrelerini parçalayan formüllerle selülit görünümünü iyileştirmek veya belirli bölgelerdeki inatçı yağ birikimlerini azaltmak hedeflenir.
Mezoterapi uygulaması, uzman hekim tarafından yapılan detaylı bir analiz sonrası, kişinin ihtiyacına en uygun karışımın hazırlanmasıyla başlar. İşlem yapılacak bölgeye, konforu artırmak amacıyla anestezik bir krem sürülür. Ardından, hazırlanan kokteyl, cilt altına küçük ve hızlı enjeksiyonlarla verilir. Tedavinin etkili olabilmesi için genellikle tek bir seans yeterli olmaz. Problemin durumuna göre, genellikle 1 ila 4 hafta aralıklarla planlanan ve birkaç seanstan oluşan bir kür şeklinde uygulanması en iyi sonuçları verir.
Hastalarımızın en çok merak ettiği konulardan biri olan acı hissi, kullanılan çok ince iğneler ve anestezik krem sayesinde minimum düzeydedir ve işlem genellikle hafif bir batma hissiyle konforlu bir şekilde tamamlanır. Uygulama sonrasında enjeksiyon bölgelerinde hafif kızarıklık veya küçük morluklar oluşabilir, ancak bu etkiler birkaç gün içinde kendiliğinden tamamen kaybolur ve sosyal yaşamı etkilemez. Tedavinin sonuçları, cildin kendini yenileme sürecine paralel olarak seanslar ilerledikçe kademeli olarak ortaya çıkar ve kür tamamlandığında en belirgin halini alır.
Site Yazarı
